12 Eylül 2015 Cumartesi

Eylül'de Bozcaada!

Yazın başından beri gitmek istediğim ancak feribot otomobil geçisinin 70tl olması sebebiyle sürekli ertelediğim Bozcaada'ya nihayet gitmek nasip oldu. İyi ki de geç gelmişim, Eylül ayı adanın en güzel zamanı... Adanın eski ismi Tenedos. Boğaza olan stratejik konumu yunanların Troya savaşında burayı üs olarak kullanmalarını sağlamış. Hakikaten haritada da boğazın tam karşısında yer alıyor ve akıntı çok fazla. Çok duymuşsunuzdur ama ben de söyleyeceğim: Su çok soğuk! Su ısısı yer yer değişiyor. Ben bunu kendimce boğazdan gelen Marmara suyunun yarattığı akıntıya bağladım ama bilimsel değil:) Eylül ve Ekim ayları nispeten daha çok ısınıyormuş ama Eylül'de böyleyse Haziran'da nasıldı çok merak ettim doğrusu.

Bozcaada çok büyük bir yer değil. Merkezi çok küçük ama sevimli. Adaya varmadan ihtiyaçlarınızı büyük ölçüde temin etmenizi öneririm çünkü dükkanlar çok küçük ve bazen ''Güneş kremi bitti!'' gibi yanıtlar alabiliyorsunuz. Kurumsal market yok. Biz Adakale Market'ten alışveriş yaptık.

Bi Küçük Eylül Meselesi filmini Bozcaada'ya gelmeden birkaç kez izlemiştim bu sebeple film karelerinde geçen yerleri bulup ''Kanatlarım var Ruhumda'' şarkısını mırıldanıp durdum:)


  Gitmeden önce Bozcaada'da gideceğimiz noktaları harita'da işaretlemiştim. (Genelde hep böyle yaparım) Ada çok küçük olduğundan aslında gerek yokmuş:) Çadır tatili tercih ettiğimizden adadaki tek kamp alanı Ada Camping' e gidiyoruz. Kamp alanını çok temiz ve güvenli bulduk. kişi başı kendi çadırınızda 25 tl. Ayazma plajına 800mt. Sulubahçe plajına 200mt mesafede. Günbatımı terası ve Habbele plajlarına da çok yakın. Adada ayrıca muazzam butik oteller var. Ataol Çiftliği görme imkanımız oldu ve çok beğendik.

 Yüzmek için Sulubahçe plajını tercih ettik çünkü Ayazma çok kalabalık ve denizi Sulubahçe'den iyi değil. Sanırım adadaki turistlerin burayı tercih etme sebebi tesislerin oluşu. ayazma'da şezlong ve şemsiye kiralayabiliyorsunuz. Biz kamptan aldığımız şemsiye ile Ada Camping'in hemen karşısındaki sazlıklardan içeri yürüdük. Sulubahçe plajının tabelası yok, aslında diğer plajlarında yok:) Ayazmanın hemen yanında kalan plaj bulmadı zor değil. Ancak Günbatımı burnuna doğru ilerledikçe sahil güzelleşiyor, belirteyim.

 

   Deniz enfes! Bu kadar berrak bir su sizi şaşırtabilir. Balıklar sahilin dibine kadar geliyor ve çok samimiler. Zargana, Lüfer, Mürekkep, çöpçü, torpil ve adını bilmediğim bir sürü küçük balık var. Şnorkel'siz bile görmek mümkün.

 Akşamları günü batırmadan kimse merkeze gitmiyor. İlk gün akşam her yeri boş görünce çok şaşırdık ama ikinci günün akşamı anladık ki herkes günbatımı terasında:) Bu yaz en keyif aldığım an Bozcaada'da günbatımıydı. Talay'dan aldığımız Rose Halikarnas o akşam bize eşik etti.


Rüzgar güllerinin olduğu enerji santrali Günbatımı teraslarına giden sapaktan hemen sonra. Genelde herkes önce buraya uğrayıp Türkiye'nin üçüncü en büyük Rüzgar enerjili santralini yakından fotoğraflıyor. Bizde öyle yaptık:)


Güneşin batışını bulutlar yüzünden pek göremesek de bulutların yarattığı ışık kırılmaları ve renkler kendilerini affettirdiler. Deniz yansıma ile bembeyaz göründü ve harika bir görüntü oluştu. Bozcaada'ya gidip de güneşin batışını izlemezseniz geziniz eksik kalmış olur, söylemesi:)



Şarapları alırken ayrıca oranın yerlisinden adanın en yüksek noktası olan Göztepe'nin de manzarasının güzel olduğunu öğrendim ancak bu bir daha ki sefere kaldı.





 Merkeze araç ile biryere kadar inebiliyorsunuz sonra kapanlar var. Adada ücretsiz otoparklar var turistik yerlerde alışkın olmadığımız için çok şaşırdık. Battı Balık adada çok meşhur. Ayrıca Çınaraltı kafe de öyle. Buraya gelmişken aslında Gökçeada'nın meşhur lezzeti Efibadem'i tadıyoruz ve bayılıyoruz. Muhakkak deneyin. Patlıcanlı börek de yine adalarımıza has lezzetlerden. Çiçek Fırın'ın ürünleri de çok seviliyor.  Ve yabi reçelleri. Domates reçelini de deneyin. Biz ekonomik bir tatil yaptığımızdan bunları yedik:) Eminim birbirinden güzel mekanlarda enfes ada lezzetler sunuluyordur ancak fiyatlar biraz uçuk. Üstelik sezonda rezervasyon şart. Rum mahallesi ve kale ada merkezinde gezilecek yerler.

 Şaraplar beklediğimizden de ucuz ve lezzetli. Biz Talay'dan Beyaz Vasilaki, Kırmızı Tenedos ve Rose Halikarnas aldık. Fiyatlar 2015 yılında 18-20 tl. Yunatçılar çok tavsiye ediliyor bence denenmeli.

Son olarak Eylül adanın en güzel zamanı demiştik değil mi? El ayak çekilince, dar sokaklar ferahlayınca ve esnaf kadir kıymet bilmeye başladığı zaman Eylül. Ayrıca Eylül'ün ilk haftası bağbozumu festivali, ikinci haftası lezzet festivali var. Eylül'de şarap üretimi başladığından ada sokakları mis gibi üzüm kokuyor. Çok uzun süreli kalırsanız sıkılırsınız belki ama Eylül'de muhakkak bu bol rüzgarlı, bozkır adaya bir kaçamak yapın:)